19 Ağustos 2015 Çarşamba

YERVANT AMCA KAHVESİ

YERVANT AMCANIN KAHVESİ


Rumelihisarı vapur iskelesi karşısında, yoldan yüksekte beton sahanlık üzerinde, geriye çekilmiş tek katlı, ahşap, üçgen çatılı, matlaşmış ve çatlamış çağla yeşili boyasıyla mütevazı bir semt kahvesiydi. Kahve önündeki sahanlığı yüksek çınarların birbirine geçmiş dalları, yaprakları gölgelerdi. Sandalye ve masalar yassı demirden, katlanabilir, yeşil boyalıydı. Kullanılmayan masa sandalyeler, katlanır sahanlığın sol tarafına üst üste dağ gibi istiflenirdi. Kahvenin içi loş, tavanı yüksek, dışarıdan bakıldığında pek kimse görünmezdi. Birini arıyorsanız içeriye girmeniz gerekirdi.

Yervant amca, orta boylu, beyaz saçlı, hürmetkar, hoşsohbet, yaşını almış tonton bir kahveciydi. Herkes tarafından sevilen bir kişiydi.

Kahve, buluşma ve haber alma noktasıydı. Çarşıda birini arıyorsan, Yervant amcaya ya da kahvede oturan tanıdıklara sorduğunda aradığınız kişinin kiminle birlikte olduğunu, nereye gittiğini öğrenebilirdiniz.  
    

Özellikle hafta sonu ve bayramlarda herkes temiz pak giyinir iskele meydanına iner, eş dost birbiriyle görüşürdü.  Kahvede çay, kahve eşliğinde gazete mütalaa edilir, spordan, siyasetten, havadan, balık ve balıkçılıktan, teknelerden bahsedilirdi. Kahvede oturanlar ya da yoldan geçenler birbirlerine laf atar, atılan laf yeni sohbetlere aracılık ederdi. Ayaküstü başlayan sohbet koyulaşınca dayanılamaz bir sandalye çekilerek masaya dâhil olunurdu.  Hararetli konuşmalar daha çok futbol konusunda yaşanır, Rumelihisarı’nda olup biten her şeyden haberdar olunurdu.

Takvor Teodorosyan Mart/2013


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder