ELAZIĞ KASABI (ARTİN TAKMAZ)
Eczanenin yanında Elazığ’lı
Artin Takmaz’ın kasap dükkanı vardı. Doğramaları beyaz boyalıydı. Vitrininin
bir köşesini ıtır çiçeği kaplar, diğer köşesini ise yeni gelen kuzular
süslerdi. Yazın dükkana sinek girmesini engelleyen rengarenk plastik
kurdeleleri yararak girerdik. Kasap Artin uzun boylu, esmer, yuvarlak suratlı,
ciddi, topluca, kanlı canlı bir adamdı. Göbeğini diker, sırtı geriye doğru
kaykılmış dururdu. En göze çarpan özelliği de saç taramasıydı. Başın yan ve
arka kısımlarında uzattığı saçlarını oldukça muntazam bir şekilde tarayarak
başın kel kısımlarını ustaca kapattığı saçları bir saç boğumuyla sonlandırırdı.
Görenler taramada gösterdiği özene ve ustalığına hayret ederdi.
Dükkanın arka duvarında
etlerin muhafaza edildiği büyük buzdolabı, sol tarafta kıyma makinesi
bulunurdu. Et hazırladığı tezgah ise yekpare ağaç kütüktendi. Soluklanmak ya da
beklemek için tezgah önünde bir sandalye bulunurdu.
Babam işe giderken kasaba
sipariş verir, akşam dönüşte alır ya da ihtiyaç olduğunda ben gider alırdım. Et
almaya ben gideceksem, tembih edildiği şekilde Artin amcaya aktarmaya
çalışırdım. Artin amcayı et hazırlarken seyretmeyi çok severdim. Hazırladığı
etleri yağlı kaba kağıda sarar, önceden hazırladığı küçük gazete kâğıdını
bükerek oluşturduğu külaha tezgah önündeki kutulardan bir tutam kekik
doldurarak et paketine eklerdi. Bazılarına kekik gibi ayrı bir külahta tuz da
koyardı. Bunlar için ek bir bedel ödenmezdi.
Bazen çorbalık kemik almak
için giderdim. Et almadan kemik istemeye hakkımız yokmuş gibi düşünür çekinerek
isterdim.
Artin bey, kilisenin karşısında
yokuş başındaki yüksek, çok katlı, muhteşem boğaz manzaralı ahşap binada otururdu.
Oraya misafirliğe giderdik. Üst katlara dar ve dik tahta merdivenlerle çıkılıyordu.
Tahta basamaklara basıldığında çıkardığı gıcırtılar inen çıkanı haber verirdi. Evin
Giriş katında Malta taşlı, mermer kurnalı banyo ortak kullanılırdı. Babaannem
bir süre giriş katında kiracı olmuştu.
Takvor Teodorosyan Ağustos/2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder