19 Ağustos 2015 Çarşamba

ELAZIĞ KASABI ARTİN TAKMAZ

ELAZIĞ KASABI (ARTİN TAKMAZ)

Eczanenin yanında Elazığ’lı Artin Takmaz’ın kasap dükkanı vardı. Doğramaları beyaz boyalıydı. Vitrininin bir köşesini ıtır çiçeği kaplar, diğer köşesini ise yeni gelen kuzular süslerdi. Yazın dükkana sinek girmesini engelleyen rengarenk plastik kurdeleleri yararak girerdik. Kasap Artin uzun boylu, esmer, yuvarlak suratlı, ciddi, topluca, kanlı canlı bir adamdı. Göbeğini diker, sırtı geriye doğru kaykılmış dururdu. En göze çarpan özelliği de saç taramasıydı. Başın yan ve arka kısımlarında uzattığı saçlarını oldukça muntazam bir şekilde tarayarak başın kel kısımlarını ustaca kapattığı saçları bir saç boğumuyla sonlandırırdı. Görenler taramada gösterdiği özene ve ustalığına hayret ederdi.

Dükkanın arka duvarında etlerin muhafaza edildiği büyük buzdolabı, sol tarafta kıyma makinesi bulunurdu. Et hazırladığı tezgah ise yekpare ağaç kütüktendi. Soluklanmak ya da beklemek için tezgah önünde bir sandalye bulunurdu.  

Babam işe giderken kasaba sipariş verir, akşam dönüşte alır ya da ihtiyaç olduğunda ben gider alırdım. Et almaya ben gideceksem, tembih edildiği şekilde Artin amcaya aktarmaya çalışırdım. Artin amcayı et hazırlarken seyretmeyi çok severdim. Hazırladığı etleri yağlı kaba kağıda sarar, önceden hazırladığı küçük gazete kâğıdını bükerek oluşturduğu külaha tezgah önündeki kutulardan bir tutam kekik doldurarak et paketine eklerdi. Bazılarına kekik gibi ayrı bir külahta tuz da koyardı. Bunlar için ek bir bedel ödenmezdi.

Bazen çorbalık kemik almak için giderdim. Et almadan kemik istemeye hakkımız yokmuş gibi düşünür çekinerek isterdim.

Artin bey, kilisenin karşısında yokuş başındaki yüksek, çok katlı, muhteşem boğaz manzaralı ahşap binada otururdu. Oraya misafirliğe giderdik. Üst katlara dar ve dik tahta merdivenlerle çıkılıyordu. Tahta basamaklara basıldığında çıkardığı gıcırtılar inen çıkanı haber verirdi. Evin Giriş katında Malta taşlı, mermer kurnalı banyo ortak kullanılırdı. Babaannem bir süre giriş katında kiracı olmuştu.

Takvor Teodorosyan Ağustos/2015 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder