24 Temmuz 2021 Cumartesi

RUMELİHİSARI TARİHÇESİ

 Rumelihisarı. Adını, Fâtih Sultan Mehmed’in burada yaptırdığı ünlü hisardan alan bu semte daha önce Hermaion veya dalgalarının köpek havlamasını andıran gürültüsünden dolayı “kızıl köpek” anlamında Pyrhias Kyon denirdi. Ünlü Pers Kralı Dârâ’nın İskitler’e karşı savaşa giderken ordusunu geçirmek için burada sallarla bir köprü kurdurduğu rivayet edilmektedir.

Boğaz’ın en dar yerinde Anadoluhisarı’nın karşısında yapılan Rumelihisarı, Bebek ve Baltalimanı koyları arasında genişçe bir çıkıntı (burun) üzerindedir. Hisarın varlığı sayesinde kısa sürede gelişen bu köy, iskeledeki mescidin bânisinin adıyla anılan Hacı Kemâleddin mahallesini, Ali Dede Mescidi’nin bânisi Ali Torlak mahallesini, Kaleiçi ve Meydan mahallelerini ihtiva ediyordu. Evliya Çelebi’ye göre Rumelihisarı, hisar dışındaki mahallelerden bağ ve bahçesiz, kayalar üzerinde 1000’den fazla evden ibaret bir semt idi. Buradaki muvakkithâne III. Mustafa’nın kızı Beyhan Sultan tarafından yaptırılmıştır. Cuma ve bayram günleri hisara bayrak çekilir ve padişah Boğaz’a çıktığında buradaki toplarla selâm atışı yapılırdı.

Rumelihisarı’nda her devirde saray ve devlet büyüklerinin bağ ve yalıları vardı. XVII. yüzyılda yaptırılan Vâlide Turhan Sultan’ın köşkü, XVIII. yüzyılda inşa ettirilen Matbah Emini Halil Efendi’nin bağı, Şeyhülislâm Mekkî Mehmed ve Sıdkızâde Ahmed Reşid efendilerin yalıları bunların belli başlılarıdır. Rumelihisarı’nın en yüksek noktasında Nâfi Baba Tekkesi adıyla anılan bir Bektaşî tekkesi vardı. Civardaki Kayalar Mezarlığı’nda Ahmed Vefik Paşa, aşağıda Rumelihisarı Mezarlığı’nda ise Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar, Rıfkı Melûl Meriç, İsmail Hikmet Ertaylan, Münir Nurettin Selçuk, Nihad Sâmi Banarlı ve Orhan Veli Kanık gibi birçok ünlü kişi gömülüdür.

Kayalar sırtında bulunan Tevfik Fikret’in Âşiyan adlı köşkü 1939’da müzeye çevrilmiştir.

KAYNAK: https://islamansiklopedisi.org.tr/

RUMELİHİSARI SURP SANTUHT ERMENİ KİLİSESİ

Ermeni Apostolik Kilisesi’nde Ermeni halkı için önemli olan, Apostolik kilise kurucusu Aziz Tateos ve Ermenilerin Hristiyanlık yolunda ilk kadın şehidi olan Azize Santuht anıldı. Kilise, ismini artık var olmayan bir tekkeden alan, Durmuş Dede sokakta yer alıyor. Boğaz’ın dar ve dik yokuşlarından yürüyerek ulaşılan kilisenin manzarası da müthiş. Kilisenin hikayesini de aşağıda okuyabilirsiniz.


“Yazılı kayıtlara göre; Kilise tarihinin, 1750 yılına kadar dayandığını görüyoruz. Ancak bina tahtadan inşa edildiği için pek çok kez yangın geçirmiş ve defalarca da yıkım görmüştür.

Bu Kilise aynı zamanda görkemli bir tarihe sahiptir. Kilisenin hikayesi; başlangıçta atılan o ilk temelde çalışan işçinin, Ermeni amelenin hikayesinde şekil alır.

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u almaya giriştiğinde Anadolu Hisarı’nın karşısına Rumeli Hisarı’nı yaptırmak ister (1452). Çabuk tamamlanması için de sık sık ziyarette bulunur. Ve bu konuda çalışanları teşvik etmek için bahşişler dağıtır.

Bu ziyaretleri esnasında orada güçlü bir amele ile karşılaşır. Bu amelenin birkaç kişinin taşıyabileceği yükü soluk almadan tek başına taşıyabildiğine tanık olur. Yanına çağırarak kendisini çok beğendiğini, her geldiğinde kendisini en iyi çalışan olarak gördüğünü, ödüllendirmek istediğini söyler. Ve ‘’dile benden ne dilersen’’ der. Böyle bir durumda kişinin başına devlet kuşu konar. Oysa Sultanın Ermeni olduğunu öğrendiği bu amele, boynunu eğerek ‘’hiçbir şeye ihtiyacım yok ama yatacak yerim yok’’ der.

Sultan bunun üzerine ‘’Ne demek yatacak yerim yok. Geceleri açık havada mı yatıyorsun?’’diye sorar. Onun yanıtı da şöyledir: ‘’Burada biz birçok Ermeni olarak çalışıyoruz işimiz ağır. Gömülecek bir yerimiz yok, mezarlık isteriz’’ der.

Sultan bu basit amelenin kendisi için değil de halkı için bir şey istiyor olmasına çok şaşırır. Bu kayayı sırtla dolaş ve o alan senin halkın için mezarlık olarak verilecektir. Amele 10 dönümlük bir alanı dolaşır. O bölge işaretlenir ve Ermenilere verilir. Amelenin sırtladığı kaya da mezarlıkta özel bir yere dikilir. 1921 yılından sonra taşı gören olmamıştır.”


Kaynak: Pariluys Hermine Çömlekçier Mısır paylaşımı;

İstanbul Ermeni Patriği Sahak Maşalyan’ın 2019 ayin konuşmasından alıntıdır:



Surp Santukht Kilisesi 18. yüzyıl sonlarında inşa edilmiştir. Ahşap kilise zamanla harabeye dönüştüğünden 1816’da yenilenmiştir. Kilise aynı sene yıkılır ve mütevellisi Canig Amira sürgün edilir ve dönemin yöneticileri kürek cezasına mahkum edilirler. Daha sonra Canig Amira’nın vasiyetiyle 1856’da yeniden inşa edilen Kilise 1972’de kül oldu. Patrik Şınorhk’un çabasıyla geçici bir onarım görerek ibadete devam edildi. 1978’de ise son yapımı gerçekleştirilerek Patrik Şınorhk tarafından yeniden ibadete açıldı.

Hayırseverlerin desteğiyle 2003’te bir onarım gören kilise Başepiskopos Aram Ateşyan tarafından kutsanarak yeniden ibadete açılır. Son onarımı ise 2012 yılında gerçekleştirilerek Episkopos Sahak Maşalıyan tarafından kutsanıp ibadete açılır.

Kaynak: Türkiye Ermenileri Patrikliği sitesi paylaşımı

http://www.turkiyeermenileripatrikligi.org/site/surp-santuht-ermeni-kilisesi-2-bolge-bogazin-avrupa-yakasi/ 


Surp Santukht Kilisesi 18. yüzyıl sonlarında inşa edilmiştir. Ahşap kilise zamanla harabeye dönüştüğünden 1816’da yenilenmiştir. Kilise aynı sene yıkılır ve mütevellisi Canig Amira sürgün edilir ve dönemin yöneticileri kürek cezasına mahkum edilirler. Daha sonra Canig Amira’nın vasiyetiyle 1856’da yeniden inşa edilen Kilise 1972’de kül oldu. Patrik Şınorhk’un çabasıyla geçici bir onarım görerek ibadete devam edildi. 1978’de ise son yapımı gerçekleştirilerek Patrik Şınorhk tarafından yeniden ibadete açıldı.

Hayırseverlerin desteğiyle 2003’te bir onarım gören kilise Başepiskopos Aram Ateşyan tarafından kutsanarak yeniden ibadete açılır. Son onarımı ise 2012 yılında gerçekleştirilerek Episkopos Sahak Maşalıyan tarafından kutsanıp ibadete açılır.

Kaynak: www.cemaatvakiflaritemsilcisi.com


18 Temmuz 2021 Pazar

Surp Santuh Kilisesi Madağ Günü

Bugün Surp Santuht kilisesi gününe gitmekle gitmemek arasındaydım. Zihnim gitme bayram üstü, covit korkusu var kimse gelmez, üstelik de kavurucu sıcak var demez mi. Ruhum, birkaç arkadaşını görsen mutlu olmayacak mısın? Her bir köşesinde anıların yok mu? Gitmezsen içinde uhte kalmayacak mı? Sonunda ruhum galip geldi, gittim.

Sokaklar, kapı eşikleri boş terkedilmişcesine. Kilise bahçesinde ayin sonrası Halimpaşaya çıkcakların piknik sepetleri, çantaları duvar kenarına dizilmemiş. Bir gün önce kaynayan kazanların yerinde yeller esiyor. Etrafta oynayan çocuklara, özenle giyinmiş göbekli kelli felli yönetim üyelerine, şık giyinmiş kızlara, delikanlılara, şapkalı alımlı hanımlara, samimi içten konuşmalara rastlayamadım. Eksikleri tamamlayaya çalışan koşuşturanlar da azınlıktaydı.

Anılarımı bir kenara, bugün yaşadıklarımı bir kenara koydum. Baktım her ikisine,  dünü yaşayamadım, hissedemedim. Bugünde sadece var olabilmiştim. 

Dekoru değişsede muhteşem manzarası, Bopaziçinin serin ve diri havasını içine çekmek, zihindeki anıları orjinal dekoru yeniden tekrar izleyebilmiştim.

Kadınların hazırladıkları yiyeceklerin her biri birbirinden güzeldi. Ellerine ve emeklerine sağlık.

Takvor Teodorodyan
17.07.2021