19 Ağustos 2015 Çarşamba

AYAKKABI BOYACISI AGOP

AYAKKABI BOYACISI AGOP


Pazar günleri Arnavutköy’den ayakkabı boyacısı Agop amca gelirdi. Uzun boylu, zayıf, karaya yakın esmer tenli, yanakları içe çökük, yüz kemikleri belirgin, güleç, sevecen bir kişilikti. Herkes ona ayakkabı boyatmak için sıra bekler, sıra varsa kalelere kadar bir boy gider gelirdi.

Sırtını vapur iskelesinin tahta duvarına yaslar, küçük taburesine oturur, bir yandan ayakkabı boyar, bir yandan da sohbet eder, gelen geçenle şakalaşırdı.  Agop ustanın sevecen yaklaşımı ve bana babaannemle ilgili hatıralar anlatması nedeniyle ona bir yakınlık duymuştum. Ayakkabıyı onun gibi iyi boyayabilen az görmüşümdür. Özenerek, malzemeden esirgemeden ayakkabı boyar, son kat cilayı en kaliteli tüplü ciladan sürerdi. Her şey bittikten sonra ayakkabı kenarlarına rengine uygun ispirtolu vernik sürmeden bırakmazdı. Sıra bekleyenleri aklında tutar, yakınındaysa seslenir, el eder ya da yoldan geçen biriyle haber gönderirdi.

Aradan yıllar geçti Levent’te çalışıyorum. Öğle tatilinde kafamı dağıtmak için Levent çarşısında dolaştığım sırada pasaj kapısı önünde bir ayakkabı boyacısı dikkatimi çekti. Özene bezene ayakkabı boyaması çocukluğumdaki Agop ustayı anımsattı. Hiç hesapta yokken ayakkabımı boyatmaya karar verdim. Oturdum yüksek tabureye. Ayakkabımı boyarken sohbet etmeye başladık. Kendimi tutamayıp o an hissettiğim duygularımı ve anılarımı boyacı ile paylaşıyorum “Ben Rumelihisarlıyım, çocukluğumda Agop ustamız vardı, sen de aynı onun gibi çok güzel ayakkabı boyuyorsun.” Dediğimde boyacı, fırça sallamayı kesti. Abi ben de bu boyacılığı Agop ustadan öğrendim. O başka bir insandı. Cevap doğrumuydu, yanlış mı bilmiyorum. Ben o günlerin heyecanını seneler sonra tekrar yaşadım, hissetmiştim. Ayakkabılarım da pırıl pırıl olmuştu.  


Takvor Teodorosyan   Mart/2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder