23 Haziran 2017 Cuma

ŞEKER BAYRAMI


Çocukluğumun Rumelihisarı’nda camiler sahilde olduğundan mahallemizden sadece ezan sesleri duyulurdu. Yine yaz aylarına denk gelen bir Şeker Bayramıydı. İftar vakti gelene kadar sokakta oynardık. Ezan sesi duyuldu mu Anadoluhisarı sırtlarındaki camilerin minare ışıklarına dikerdik gözlerimizi. Işıkların yandığını gören “kandiller yandı” diye bağırır, herkes sokaktan eve koşardı.

Komşularımız bizi kendi çocuklarından ayırt etmez iftar sofrasına bizler de dahil olurduk. Kahvaltı sofrasını sevdiğimden mi yoksa iftar sofrasının sıcak, samimi, paylaşımcı büyüsünden mi iftar sofrasında olmaktan mutlu olur, zevk alırdım.

Ramazanın bir başka güzelliği de sadece Ramazan’da çıkan pidelerdi. İftar saatine yakın kendimize ve konu komşuya sıcak pide alabilmek için bakkalla koşar sıra beklerdik. Rahmetli babaannem ramazanın son günü bir miktar pide alır beze sararak saklardı. Ramazandan sonra hiç beklemediğimiz bir gün sakladığı pideleri ısıtır bize sürpriz yapardı.

Rahmetli Selma abla (Güç) uygun olduğunda iftara çağırırdı. İftar sofrasını örtüsünden düzenlemesine, iftarlıklarına kadar her şeyi özenle ve kurallarına göre hazırlardı. Açık olan radyodan iftar zamanının bildirilmesi beklenir, “İstanbul için iftar vakti” dendiğinde sofrada herkes yerini alırdı. Başlangıç çorba ile yapılır, daha sonra da ana yemeğe geçilirdi. Yemekten sonra uyuya kalmamışsam Radyodan Karagöz Hacivat skeçlerinin başlamasını beklerdim.
Bayram sabahı camiye giderler, camiden çıktıktan sonra mezarlık ziyaretlerini yaparlardı. Bayramın ilk günü Selma abla, Dede (Hamdi) ve Behzat ağabey ile bayramlaşmaya giderdim. Selma abla el öpmeye gelen tanıdıklarının çocuklarına, bana işli bez mendil arasında bayram harçlığı verirdi. İlk gün akraba, eş dost ve komşular bayram kutlamasına gelirdi.

İkinci gün ise Selma ablalarda ailecek bayramı bir arada kutlamak için toplanırdık. Yemekler yenir sohbetler edilirdi. Yemekten sonraki tatlı ikramı, çorba kaşığı ile şekillendirilmiş un helvasının tadına doyum olmazdı. Akşamüstü çay demlenir, bayram için özel hazırlanmış ikramlıklar eşliğinde çay içilirdi.

Artık gün ağarmaya başlamış eve dönüş zamanımız gelmiştir. Eskiden gelen bir adet olarak Hacı Bekir’den alınmış lokum, akide şekeri ve çifte kavrulmuş karışık şeker kutusu hediyemizi alarak vedalaşırdık.

Takvor Teodorosyan
Haziran / 2017

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder